Teoman - Oğul
kurumuş kuyunun suyu
inciri sütü çoktan çekilmiş
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları, dikenler bürümüş
bardaktaki su, denizde kum
kadar umarsızdım,
bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
ayrık otları dikenler bürüdü
anne, ben geldim
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
anne ben geldim
ben, oğlun, hayırsızın.
Teoman - Mektup
telefonda konuşmam bilirsin, mektuplarıysa ertelerim hep,
belki de yazım çirkin diye.
çok düşündüm, çok kurdum, karar verdim hep vazgeçtim,
ama sana yazabildim nihayet.
aslında söz vermiştim, duygularımı kilitlemiştim,
ta ki sen açana dek.
korkma sevgi dilenmeyeceğim, ama tanırsın beni işte,
bitiririm her şeyi bir dikişte.
n'apim?
aşk bu, savaş bu binlerce yıldır sürüp giden...
aşk bu, savaş bu, kadın ve erkek arasında
artık saymıyorum yılları, bana değip geçen hayatları,
zaten pek de sevmem insanları.
ama kimi dostlar var sevdiğim, sokak köpekleri beslediğim,
bazı güzel anılar biriktirdiğim.
tutku garip bir şey ve çok vahşi ve çok hırslıydım zaten ben de
o yüzden de yağmaladım seni...
kolay değildir bilirim, bir aşki bir kalbe koymak,
hele bir başkasini severken sen.
teşekkürler, bir zamanlar beni çok sevdiğin için.
bu mektup da olmadi, kelimeler toparlanmadı,
işte şimdi çöpe gidiyor.
yine de mektubuma son verirken
seni her zaman çok seven
ben.
Teoman - Dedi Annem
yaralı dizlerim koşamam ki
kapalı yollarımda bakamam ki
unutkan nehrimin
yolumu sormadan bulamam ki
karlı dağlarında doğamam ki saklı kentimin
çok üzülme çok susma çok darılma çok ağlama
çok da kitap okuma dedi annem
çok terleme çok yorulma kitaplarında boğulma
yalnızlığına çok da alışma
güneşim olmadan göremem ki
ay tutulurken uyuyamam ki
karanlık olsa da
benmerkezi sevemem ki
sevmeden de yaşayamam ki
yanlış olsa da
çok üzülme çok susma çok darılma çok ağlama
çok da kitap okuma dedi annem
çok terleme çok yorulma kitaplarında boğulma
yalnızlığına çok da alışma
24 Kasım 2008 Pazartesi
21 Kasım 2008 Cuma
15 Kasım 2008 Cumartesi
Takıntılar & Tutulmalar #3
Nevresim takımının içindeki - Fatih Lisesinin karşısındaki bizim eski yorgancıya yaptırıldığı belli olan - yorganın sürekli aşağıya kayması ve yüzüme doğru çektiğim tarafında boşluk oluşması. Çıl-dı-rı-yo-rum. Öyle böyle değil. Yorgan nevresimi tam kaplayacak yani. Hiç bir boşluk kalmayacak. Her gece düzeltmeye çalışırken uyuyakalıyorum ve sabah kalktığımda küfür ediyorum. Ayrıca burdaki sorunun - Fatih Lisesinin karşısındaki - yorgancıda olduğunu sanmayın çünkü eminim ki sorun nevresimlerde. Yoksa durup dururken neden bir yorgan nevresim içinden kaysın ki ?
Kötü Futbol
Kötü oynayarak kazanmak büyük takımların yapacağı işlerden. Uzun zamandır bu sıfatından yoksun olan Trabzonspor ise sezon başından beri kötü oynuyor. Sadece kupada kendi evinde kalesine 1.5 kere gelen Beşiktaş a 2-1 yenildiği maçta son yılların en güzel futbolunu oynadılar. Bu futbolun 20-25 dakikasını herhangi bir lig maçında oynasalar o maç rahat geçecek. Ama olmuyor işte. Dün Gençlerbirliği ni dayaklık Umut Bulut un golüyle geçtiler ve liderliklerini sürdürdüler. Fakat nereye kadar gidecek bu kötü futbol bilmiyorum. Acaba Ersun Yanal bunun farkında değil mi ?
14 Kasım 2008 Cuma
Anadolu Takımı Taraftarı Olmak
'' Trabzonspor’u dördüncü büyük olarak görmedim ben hiç. Kötü değil, iyi bir şey bu söylediğim. Sivrilen bir Anadolu takımı olduğundan, kontrol edilmesini daha kolay hale getirmek için aralarına almıştır bana kalırsa diğer büyükler Trabzonspor’u. Bizans oyunu yani. ''
Yazının tamamı için ;
http://spor.ekolay.net/Haber_.asp?Page=0&pid=2682&hid=&haberid=473813
Yazının tamamı için ;
http://spor.ekolay.net/Haber_.asp?Page=0&pid=2682&hid=&haberid=473813
Takıntılar & Tutulmalar #2
Okullara tutuluyorum. Okul çatısı altında bulunmaktan nefret ediyorum. Sabahları okul için kalkmaktan tiksiniyorum. Okul içinde inanılmaz sinirli oluyorum. Ödev yapmaktan nefret ediyorum. Derslerde kafayı yiyorum. Biri bana '' napıyosun '' dese kafayı koyacak durumda oluyorum. Böyle çoğu öğrencinin anarşiklik olarak dediği gibi '' sevmiyorum okulu abi ya çok kasıyorlar bizi '' durumu değil bu. Ciddi sevmiyorum ya. Bir insanı sevmemek, bir ideolojiyi sevmemek, bir takımı sevmemek gibi...
Ama...
Saat 15.50 olduktan sonra ise dünyanın en tatlı adamı olmuyorsam şerefsizim. Bilenler bilir o girişteki iğrenç ve dik bayırı bile seviyor hale geliyorum o derece...
Ama...
Saat 15.50 olduktan sonra ise dünyanın en tatlı adamı olmuyorsam şerefsizim. Bilenler bilir o girişteki iğrenç ve dik bayırı bile seviyor hale geliyorum o derece...
Progressive Gece Şiirleri - 5
simple present tense gibi geniş
past continuous gibi sürekli olmak mı
yoksa
simple past gibi geçmişte
past perfect gibi geçmişin de geçmişinde mi yaşamak iyidir ?
hepsini siktir et bence...
en iyisi zamansızlık.
past continuous gibi sürekli olmak mı
yoksa
simple past gibi geçmişte
past perfect gibi geçmişin de geçmişinde mi yaşamak iyidir ?
hepsini siktir et bence...
en iyisi zamansızlık.
12 Kasım 2008 Çarşamba
Takıntılar & Tutulmalar #1
Dün doğum günümdü. Doğum günlerinden oldum olası nefret ederim. Pasta kesmeyi, hediye vermeyi, hediye almayı, yalancı sarılmaları,sırıtmaları, yalancı doğum günü mesajlarını ve artık facebookta yalancı wall a yazmaları. Aynılarını ben de yapıyorum biliyorum ama sevmiyorum işte. Ama insanlar zahmet ediyorlar arıyolar mesaj atıyorlar ben de geri dönmek zorunda hissediyorum kendimi. Kaç defa doğum günümde telefonumu kapattığımı hatırlamıyorum, eve kapanıp gün boyu televizyon izlediğimi de. Bana çok yapmacık geliyor arkadaş ne biliyim..
---------------------------------------
Okulda 1 saatlik öğle tatilinin 20 dakikasını yemek sırasında bekleyerek geçirmek istemiyorsan yapacağın 2 şey var ; ya hemen koşarak gideceksin yemekhaneye ya da 50-60 kişinin önüne geçeceksin yani kaynayacaksın. Ben 2.sini yapamıyorum ve herkes bana gülüyor. Burda kendimi iyilik timsali olarak göstermek istemiyorum ama kimsenin hakkını yiyemem ben. Onlar da aç ve sırada bekliyorlar. Eğer biri gelip benim önüme geçse kafayı koyarım. Onların da koymasını beklerim. Bir kaç defa yaptım bizim sınıftaki kızların yanına gittim çok rahatsız oldum. Bir gün bir kız uyardı '' hoop bilader '' diye yerin dibine girdim. O günden beri de kızlar yemeklerini bitirirlerken ben ancak masaya teşrif edebiliyorum. Noldu 10 dakika geç yedim diye. Hiç birşey. Şaka yapmıyorum ya. Vardır böyle kimilerine göre garip takıntılarım.
Vallahi lan.. Boşuna yazmadık sağ tarafa '' özünde iyi bir insan '' diye...
---------------------------------------
Okulda 1 saatlik öğle tatilinin 20 dakikasını yemek sırasında bekleyerek geçirmek istemiyorsan yapacağın 2 şey var ; ya hemen koşarak gideceksin yemekhaneye ya da 50-60 kişinin önüne geçeceksin yani kaynayacaksın. Ben 2.sini yapamıyorum ve herkes bana gülüyor. Burda kendimi iyilik timsali olarak göstermek istemiyorum ama kimsenin hakkını yiyemem ben. Onlar da aç ve sırada bekliyorlar. Eğer biri gelip benim önüme geçse kafayı koyarım. Onların da koymasını beklerim. Bir kaç defa yaptım bizim sınıftaki kızların yanına gittim çok rahatsız oldum. Bir gün bir kız uyardı '' hoop bilader '' diye yerin dibine girdim. O günden beri de kızlar yemeklerini bitirirlerken ben ancak masaya teşrif edebiliyorum. Noldu 10 dakika geç yedim diye. Hiç birşey. Şaka yapmıyorum ya. Vardır böyle kimilerine göre garip takıntılarım.
Vallahi lan.. Boşuna yazmadık sağ tarafa '' özünde iyi bir insan '' diye...
3 Kasım 2008 Pazartesi
FC Bunyodkor

Bir kupa haberi de Özbekistan'dan. Zico nun Fenerbahçe den sonra durağı olan Bunyodkor, Rivaldo ile Lig Kupasını kaldırdı. Ayrıca ligde de 7 puan farkla liderler son 3 haftada ve sadece 9 gol yemişler 25 maçta attıkları 66 golün yanında. Bir tebrik de Zico ya gönderiyoruz uzak diyarlardan. ( Böyle duygusal tarzda yazmaya nerden alıştım bilmiyorum ) Fotoda dikkatimi çeken 2 şey var. Birincisi Rivaldo nun 1 numaralı bir t-shirt giyinmesi ve üzerinde '' Jesus Number '' yazması. İkincisi ise hiç de sevinmiş gibi bir hali yok adamın. Neden ? Çünkü herif Dünya Kupası nı kaldırmış adam ne yapsın Özbekistan ın Lig Kupasını.
Rubin Kazan-dı !

Rubin Kazan'malısın! diye bir post yazmıştık aylar evvel. Bu da Star gazetesi başlıkları gibi oldu yine. Daha önce ülkemizde oynayan bir çok oyuncuyu kadrosunda barındıran ( Gökdeniz Karadeniz, Hasan Kabze, Stjepan Tomas, Sergei Rebrov ) Rubin Kazan tarihinde ilk kez şampiyon oldu. Gökdeniz ilk haftalarda golleriyle yardırıyordu Rusya da ama sonradan duruldu gerçi sürekli 11 deydi. Hasan daha çok 3. forvet olarak görev alıyordu. Tomas ve Rebrov ise takımın değişmez oyuncuları zaten. Tebrik ediyor ve Gökdeniz e Trabzon da yaşayamadığı şampiyonluğu Rusya da bulduğu için neler hissediyor sorasım var. ( bu da fena klişedir spor gazetelerinde )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)