28 Ekim 2008 Salı

Bilgiye Ulaşımda Engelleme = Sansür

Ülkemizde binlerce insanın takip ettiği, yazdığı, bilgi edindiği bloglar var. Ben daha yazmaya başlamadan önce onlarca blog takip ediyordum ve inanılmaz bilgiler öğreniyordum, bilmediğim ne çok şey varmış diyordum. ( neden past continuous kullandım bilmiyorum hala öyle çünkü ) Ama son zamanlarda artan site kapatma, erişimi engelleme alışkanları git gide artıyor. Youtube la başladı, günahı olmayan blogger la devam etti ki youtube un da günağı yoktu ya.. Her neyse, sen devlet olarak bir siteye daha doğrusu bir bilgiye, insanların özgürlüklerine sansür koyarsan bu ülke, bu insanlar cahil kalır, gelişemez. Sen insanının özgürlüğünü engellersen ufku açık, ileri görüşlü insanlar yetiştiremezsin ve sonra sormazsın kendi kendine '' neden bu ülkeden aydınlar yetişmiyor '' diye... Ama ben genede beklemiyor değilim yakında İnternete Erişim Sağlanamıyor yazısını bilgisayarımda...

20 Ekim 2008 Pazartesi

Siz İnsansanız Ben Noluyorum ? #1




Haile Gebrselassie / GS - TS Maçı Özeti

Umut Bulut. Çok koşmayla futbolcu olunsaydı Haile Gebrselassie dünyanın en iyi futbolcusu olurdu.

Gustavo Colman. Ağır. Güçsüz. Tolga Zengin. Gelişmeyecek ! Daha ısrar da edilememeli. Acilen gönderilmeli. Çok kötü çoook.
Tayfun Cora. Senle bu iş olmayacak. Trabzonspor un sağ beki sen o-la-maz-sın.

19 Ekim 2008 Pazar

Deplasman


Acaba başka bir takımın formasıyla binlerce Trabzonsporlunun arasında Hüseyin Avni Aker de maç izlemek kime nasip olur ? Ben söyleyeyim. Kimseye. Ama biz bugün 2 Trabzonspor formalı Ali Sami Yen etrafında 2 tur attık. Polis can güvenliğiniz yok dedi gidin burdan dedi, herkes bize bakıyordu ama biz hiç aldırmıyorduk. Sonra Kapalı tribününe girdik. Şans eseri Trabzonsporlu arkadaşlarımızı gördük. Yaklaşık 20-25 kişi kadar olduk. Tabiki tepkiler olacaktı, normaldi ama böyle bir şeyi yapmaya da kimsenin götü yemezdi afedersiniz. Burda tezahürat yapamazsınız dediler, ama biz yaptık. Burda oturamazsınız dediler, ama biz oturduk ! Eski açık da Trabzonsporlulara ayrılan bölge vardı. Orda değildik. 2-3 defa kavganın eşiğine geldik, o bağıranları o sıra göremedik. Bir kaç kişiyle atıştık ama ben daha saydırırken gözden kayboldular. Her neyse, gittik paşa paşa maçımızı izledik 3 yedik döndük. Aslında üzülmüş olmam lazım şu sıralar ama garip bir sevinç var üstümde. O da binlerce Galatasaraylının arasında Trabzonspor formamla kendi evlerinde, mabedlerinde maç izlemem, bunu yapabilmem, onların bunu farketmesi, bunu yapabileceğimizi bilmeleri bana yetti. Maça ayrı postta devam edeceğim.

Her Boku Bilen Adamlar Top 3


3- Deniz Gökçe : futbol, ekonomi, siyaset.

2- Haşmet Babaoğlu : futbol, aşk, hayat, insan ilişkileri, müzik.

1- Hıncal Uluç : futbol, basketbol, voleybol, 100 metre, 110 metre engelli, uzun atlama, eskrim, dağcılık ve daha sayamayacağım milyonlarca spor dalı, gazetecilik, aşk.


Hiç görmedim bu adamlara bir sorulduğunda kasılmadıklarını ve '' bilmiyorum '' dediklerini. Her boka bir yorumları var. Üstüne vazife olsun olmasın. Yanlış olsun olmasın. Evrenin sırrını çözmüşler sanki ( noktalama işareti olarak) aq.

Murada Ermek


1.5 sene bir formanın peşinde koşar mı bir insan ? İnsan ? Kaç kişiye sordum, kaç defa araştırdım al dedim belli değil. Ama artık bugün üstümde üstte görüldüğü üzere. Allah ım nazarlardan korusun. :)

18 Ekim 2008 Cumartesi

Bordo - Mavi


* Gerçek değil ama olsa ne komik olurdu...

Farkını Farkedemeyen Kaşif

Farkındalığın zirvesindeyken farkettiğim
Benim, kendini keşfedenim, ama fark edemeyenim
Farkını fark edemeyen kaşifim
Ararken kaybolanım, kayıpken bulunanım
Kendini bilmeyenim
Edilgenim…
Aydınlıkta kaybettiğini karanlıkta arayanım
Benim, rüyalarına hükmedemeyenim
Aynalarda kendini göremeyenim
Yukarıya bakmadan zıplayanım
Benim, uçamadan düşenim
Her düşüşü çakılmak zannedenim
Hem etkenim, hem edilgenim.

written by i.s.a.
shortened by h.a.

16 Ekim 2008 Perşembe

TDK

herkez değil herkes,
yalnış değil yanlış,
yanlız değil yalnız,
öskan değil özkan,
resim değil fotoğraf (resim çizilir fotoğraf çekilir)
...................................

10 Ekim 2008 Cuma

Kargo - Bad'lik Amiri

Pek çok kişi bu şarkıyı bu şarkıyı bilmez. Bilmesin de.. Ayağa düşmesin çünkü. Şu kısa hayatımda dinlediğim tüm Türkçe sözlü şarkılar arasında içerisinde yaptığı çıkarımlar sayesinde her zaman ilk 3 sıramda olacak şarkıdır. Gerçek bir hikaye olduğunu söylenir durur. Ben de öyle olduğuna inanıyorum çünkü böyle bir şey yaşanılmadan yazılamaz. Ama kim kimdir nedir bilinmez. Bilse de söyler miydi acaba benim bu kişi diye ?

---------------------------------------------------------------

dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
dün gece senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
soğuk bir rüzgar esti pencereme, tül perde genişledi
şişti, odanın içine...
tıpkı bir balon gibi...
yayıldı...
dün gece ona dokunduğumu sana nasıl anlatabilirim ?
biraz şarap içtik..ve bilirsin biraz dedikodu...
aslında chet baker'ın bunla hiçbir ilgisi yoktu...
o ruj lekesi...dağınık bir yatak..sıcak bir gülümseme...
bunlara katlanabilir misin?
insanin kendisini önemesemesi; kendisinin kiralık katilidir.
benciller ise yaşarlar...
kimse suçlu değil aslında,bu sadece üçlü bir oyun,
ama ben anlattığım için suçluyum, biliyorum..
bir yılan gibi girdi evime, yanıma uzandı, kolumdan zehirledi beni..
her öpüşü ılık bir ölümdü sanki...
yağmuru damarlarımda hissediyordum,
ellerim titriyordu, kusmak istiyordum, başım dönüyordu
gözlerim kararmıştı !
şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim,
şimdi ben...

söylememek, söylemekten daha dürüst bir davranıştır
( bütün gün burda sessiz sedasız evde oturdum )
ve bu oyun üçlü oynanmaz
sevgiyle yapılan hiç bir şey insana zarar vermez
( bir yerde bir kelebek uçuyordu )
suçlu yok, yanlış var
( sus(?)tukça benim gerçekten içimden geçtiğini sessizce(?) nasıl izliyorduk ha ? )
boşver, olmayanı arama..
( ay yansıyordu yatağa...yatağın kenarındaki parkelere )
( bir telefon geldi )
sana gülümsemesi senin için hayat, benim içinse ölüm demek!
( o günü anlatan bir-iki telefon..chicago'da yalnız bir gece)
( sen hiç bilme bunu )
( dostum olabilirsin ..? )
dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim?
( onun dışında sessizlik hakimdi )
dün gece senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim?
daha da önemlisi...bunu kendime nasıl anlatabilirim?
( bunu kendime nasıl anlatabilirim ? aahh nasıl !? )
( traş olmak için berbere çıktım..atıldım, aynaya bakmadan.. )
bacaklarından süzülen kanlar, yere damlıyordu..
( mc donald's dan bir menü söyledim )
inan başka bir yalnız gece için, hiçbir açıklamaya ihtiyacım yok benim !

aaaah !! şimdi ben !! zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim !
( şimdi ben ) ( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim )
aah şimdi been !! zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim !
ölümle doğum arasında, o bilinmeyen bölgedeyim
( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim )
aah şimdi been, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim !! gecee !!

dün gece, senin evlenecegin kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim?
( bileklerimi keserek intihar etmeyi düşündüm )
dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim?
( onu(?) düşünmekten sıkıldım )
ona dokunduğumu sana nasıl söyleyebilirim ?
( söyleyin !! )( sss s**tir git(?), evet..) (03.35)
( bütün bir gün uzaklardaydım )
onun eti, benim vücüdumun altında titrerken,
( elime jilet alıp, saçlarımı yavaş yavaş kazımaya başladım )
neler düşündüğümü sana nasıl açıklayabilirim ?
( açıklayabilirim..)
( delirdiğimi ya da ona yakın hissettiğimi düşünüyordum )
teypte cansever, ve onun tok sesi..
( niye düşünüyorum ! aoff )
( lanet olsun !! lanet olsun !! )
tüm gücümü toplamıştım bütün bunları sana anlatmak için
tam o sırada bana baktın, ve telefon acı acı inledi
( sessizce bir şey düşünmenin delirmek olduğuna inanmaya başlamıştım )
konuştuktan sonra bana şöyle dedin :" onun beni düşünmesi,
buraya gelecek olması, daha doğrusu yanımda olması
( korkmuyorum..korkmuyorum... )
bana içten içe...büyük bir mutluluk veriyor !!! "

(söyleme ! söylememek, söylemekten daha dürüstçedir ! bunu unutma !! )
şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ! )
(söyleme ! söylememek, söylemekten daha dürüstçedir ! bunu unutma !! )
aah şimdi been, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
( unutmaa !! )
gece inanılmayan bir dinin, ebedi misyoneridir bekleyenin gövdesi içinde !( unutmaaaaa !!!!!)
ve şimdi ben, doğumla ölüm arasındaaa o bilinmeyen bölgedeyim
(söylememek, söylemekten daha dürüstçedir)
aaah şimdi ben !! zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim !!!
(söylememek, söylemekten daha dürüstçedir, bunu unutma ! bunu unutmaa..)
gel bul beni, gel, gel kafir ! gel hisset beni !
gece inanılmayan bir dinin..ebedi misyoneri bekleyenin gövdesi içinde..
şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim..
doğumla ölüm arasında..o bilinmeyen bölgedeyim...
( açlığa alışıyor insan, peki ya deliliğe alışabilir mi ? )
şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim..
doğumla ölüm arasında..o bilinmeyen bölgedeyim..
( gel..gel, bul beni..)
şimdi sen !! sonsuz şeritli bir yolun...en sol tarafındasın...
ve hızla ilerliyorsun...huzura dogru ! erdeme dogru !
( açlığa alışıyor insan ! peki ya deliliğe alışabilir mi ? )
ama ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
tatlım ama ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
ölümle doğum arasında..o bilinmeyen bölgedeyim..
gece..
( gece ),
inanılmayan bir dinin edebi misyoneri...bekleyenin gövdesi içinde..
gece bir sızıntı..kirletilmeyen insanlardan
ve o benim içim...benim gövdemin içinde...
şimdi ben !
şimdi ben !
şimdi ben !

''eğer bir yanlış yapacaksan, bari onu doğru yap ! "


http://www.youtube.com/watch?v=khep8wqKhGE

7 Ekim 2008 Salı

Kene Tezahüratı - Bayrampaşalı Sefa ( + 18 )

dikkat edin kırım kongodur nameleri
hemen hastaneye koşun önerileri
soktunuz da ne oldu koduğumun götleri
anasını siktiğimin keneleri

altı tane ayağı var iki de dişi
bunların sokmaktan başka yoktur bir işi
anaları çok severler her gün sikişi
ibne kırım kongo kanamalı ateşi

insanları sıkıntıya soktun bu sene
millet gidemedi sayende pikniğe
sebep oluyorsun çocuk ölümlerine
sen harbiden orospu çocuğusun kene

o kadarinsan varken geldin beni mi buldun
ısırınca beni söyle mutlu mu oldun
ölmediğimi görünce birden göt oldun
ananın amına girsin kocaman odun

yaz olunca ortaya çıkar şerefsizler
vücudumda kan bırakmadı pezevenkler
en güzel uykumun anasını siktiler
orospu çocuğudur bütün sivrisinekler

bir saatte geliyorsun orta sahaya
büyük orospu çocuğusun tsubasa
gol atacan diye bekledik tam üç hafta
ananın amına girsin kocaman tahta

shreader'ın planları inşallah tutar
o zaman bütün dünyanın amına koyar
ulan ibneler fare reislik mi yapar
orospu çocuğudur ninja kaplumbağalar

çizgi filmlerde ensest sikişe hayır
gargamel ananızı sikiyor yıllardır
şirine'nin orospu olduğu büyük sır
ananızın amına kafa soksun katır

şimdi sıra size geldi ibne jetgiller
elroy ablasına bakıp otuzbir çeker
judy'nin üstünden geçti bütün jüpiter
ananızın amına koyacak fareler

herkesin bulup da çözemediği soru
suda yaşayıp da nasıl kalıyor kuru
kaçtı bütün balıkların huzuru
ananın amına koyayım su samuru

neden travesti olur bütün zebralar
sizden bile daha delikanlı ceylanlar
asla geri vites atmaz hiç antiloplar
ananızın amına koysun tüm kobralar

http://www.youtube.com/watch?v=DugPADfkx0w&feature=related

Fenerbahçe 1 - 4 Kayserispor




5 Ekim 2008 Pazar

Hoşlanmayı Verin !


'' Amerikalıların futbolu önemsemedikleri yıllara dönmesini isteyen bir Meksikalı ile tanıştım. Bu düşüncesinin nedenini açıklarken ' Amerikalılar ne zaman bir şeyden hoşlansalar onu ele geçirirler ' demişti. ''

( Simon Kuper, Futbol Asla Sadece Futbol Değildir, 19. Bölüm, 385-386. sayfalar, 1994. )

Manchester United: Malcolm Glazer (ABD)
Liverpool: George Gillett-Tom Hicks (ABD)
Aston Villa: Randy Lerner (ABD)

Ve eminim benim bilmediğim daha çok iş adamı daha çok takım... Ama o Meksikalının da tahmin edemediği daha çok Rus ve daha çok Arap...

Football Against The Enemy - Futbol Asla Sadece Futbol Değildir


Futbola olan ilgimizden dolayı dolayısıyla okuduğumuz kitaplarda futbol üzerine oluyor çoğunlukla. Bu en ünlüsü. 1994 yılında yayımlandı. Bütün futbol severlerin başucu kitabı olarak biliniyor ve bu yazı da aslında bu kitap hakkında yazılan tahminimce 623452138ı62. yazı olduğundan çok açıklama yapmayacağım. Okuyun dursun kitaplığınızda eğer varsa.


En çok sevdiğim bölümleri ise ; 16-17-18. bölümler.

23.15 Misafiri ve Olanlar

Trabzonspor - Konya maçını kuzenlerle izledikten sonra saat tam 23.15 te ev yolunda Barcelona - Atletico Madrid maçında 3-1 ev sahibi takımın önde olduğunu öğrendim ve gaza daha bir asıldım. Bu tadı kaçıramazdım. 23.20 de evin kapısını geldiğimde ayakkabılardan misafir olduğunu anladım. Evdeki diğer televizyon bozuk olduğundan maçı keyiflice izleyemeyeceğimi düşünerek kapı önünde 2 dk da arkadaşlarla plan yaptım ve dışarı çıktım. Saat 4.45 ve ben eve yeni girdim. Maçın skoru 6-1. Ve ben bu maçı izlemeyedim diye şimdi kendimi yiyorum. Ulan 23.15 de ne misafiri. Siktirip gitsenize evinize. Bir de 4 saatte harcanan ekstra fazla para. Onun da acısı ayrı tabii. Öğrenci adamız bir gecede o kadar para harcayan birileri olmamalıyız. Ne güzel gir eve misafirlerle muhabbet ederken gözün maçta olsun bir yandan. Paran cebinde olsun, saat 4.30 da baban aramasın değil mi ? Yok anasını satayım kaşındık, götümüzde kurt vardı sanki. Zaten 3-4 aydır evde oturduğun süre günde uykuyla beraber ortalama 8-9 saati geçmiyor. Adam haklı, atacak tribini. E her gece dışarda her gece alemde ne sabır kalır ne zaman ne de para. Dediğim gibi maç 6-1 bitmiş. ''Messi''ci olarak Aguero nun yüzünü görememenin acısı da var bir yerde. O kadar pişman oldum ki sanki Trabzonspor son maçta Fenerbahçe ye yenilerek şampiyonluğu vermiş. ( Bkz : 5 Mayıs 1996 Trabzonspor - Fenerbahçe Maçı ) Neyse olan oldu artık. Bu demek oluyor ki bir dahaki hafta sonuna kadar evden okula okuldan eve. Evdekilerin de bir yerde gönlünü hoş tutmak lazım...

4 Ekim 2008 Cumartesi

George Best


West Bromwich li defans oyuncusu bir maçtan sonra onun için ;

'' Hey George! Dön de bir yüzüne bakayım, çünkü bütün maç boyunca defansı peşine taktığından sadece kıçını görebildim." demiştir.

'' Eğer bana üç kişiyi çalımlayıp 30 yarddan Liverpool'a nefis bir gol atıp tribünleri ayağa kaldırmak mı, dünya güzelini yatağa atmak mı diye sorsanız karar vermesi çok zor olurdu. Şanslı biri olarak her ikisini de yaptım. Ama birini 50 bin kişinin gözleri önünde '' demiş ve saygım bir kat daha artmış yıkılmayan adam.

David Beckham için ; '' Sol ayağıyla topa vuramıyor, kafa atamıyor, yavaş ve oyun zekası eksik. Bunun dışında fena değil. '' demiş efsane.

'' Eğer biraz daha tipsiz olsaydım, Pele nin adı dahi anılmazdı '' demiş kafa adamı.

'' 1969'da içkiyi ve kadınları bıraktım. Hayatımda geçirdiğim en berbat 20 dakikaydı'' demiş alkolik.

'' Yedi tane Miss World ile yattığım söleniyor. Rakam yanlıştır. Doğru rakam dörttür... Üçünü reddettim. '' demiş Kuzey İrlandalı.

Maradona, Best ile ilgili açıklamasında “Best, benim 1 numaralı favorim” derken, Pele: “Best, oynarken gördüğüm en iyi futbolcu” demişti.

Otoritelerin her zaman bir Maradona bir Pele olamamasının tek sebebini İrlandalı olmasına bağladığı 1968 Avrupa da Yılın Futbolcusu ödülü sahibi.
'' Çok fazla param var ve ben paramı alkole, kuşlara (kadınlara) ve hızlı arabalara harcıyorum, geride kalanı da saçıp savuruyorum '' diyebilen gerçekçi.

İngiliz bir gazetecenin '' Maç başlama saatine en yakın ne zaman seks yaptın? " sorusuna uzunca bi düşünüp, "Devre arasında bir tane vardı '' diyen 7 numara.

2003’in Kasım ayında “Avrupa’da Yılın Futbolcusu” ödülünü daha fazla alkol alabilmek için sattı.

Tribünlerde '' Maradona good, Pele better, George Best ! '' pankartları hep vardı.

'' İçkiyi bıraktım... ama sadece uyurken...'' diyen Manchester United efsanesi.

Eric Cantona Best öldükten sonra '' Cennetteki ilk antrenmanında sağ açığa geçip, sol bekteki Tanrı'nın başını döndürmüştür. Bana takımında bir yer ayırtmasını çok isterim. Best'in takımında tabii, Tanrı'nınkinde değil." demiştir.

Belfast da bir havaalanına adı verilmiştir.

Kariyerinin son demlerinde Hollanda ile Kuzey İrlanda karşılacaktır. Basın toplantısında kendisine gazeteciler birazda iğnelercesine "artık futbolunuzun eskisi gibi olmadığı açık sanırım sizde Johan Cruyff'un dünyanın en iyi futbolcusu olduğunu kabul ediyorsunuz" tadında bir sonu yöneltmişlerdir. Best'in cevabı ise "maçta topu onun beşliğinden geçirdiğimde kimin daha iyi futbolcu olduğunu hep beraber görecez sizi zibidiler" tadında bir ayar vermiştir. Velhasılı maça çıkılır maç esnasında bir pozisyonda Best iki futbolcuyu çalımlar ve bomboş kanatta ilerlemeye başlar önü açıktır gol pozisyonu vardır fakat birden dönüp tam ters Cruyff'un olduğu kanada doğru ilerler topu Cruyff'un beşliğinden geçirir ve sağ elini tribünlere doğru kaldırarak durmadan yoluna devam eder... ( alıntı : ek$isozluk - janos - #9738120 )

466 kere Manchester forması giyen Best toplam 178 gole imzasını koydu, altısını sadece 8-2 lik maçta Northampton Town'a karşı atmıştır. 37 defa Kuzey İrlanda formasını giyen Best 9 gol attı. Lakabı '' Beşinci Beatle '' dı.

Lüks otelde kahvaltı servisi için odasına giren garson, George Best'i o seneki dünya güzeliyle yatakta, büyük bir şişe şampanya ve kumardan kazanılmış binlerce pound içinde görür, fakat sorar "Hata neredeydi, George?".

'' Hayatımdaki her şeyi çalımladım, alkol hariç " diyen deli.

25 Kasım 2005 akciğer enfeksiyonu ve organ yetmezliğinden 59 yaşında ölen Best..!

3 Ekim 2008 Cuma

Uefa Kupası 1. Tur Sonuçları

Wisla Krakow - Tottenham: 1-1 (1-2)
Rapid Bükreş - Wolfsburg: 1-1 (0-1)
Kaunas - Sampdoria: 1-2 (0-5)
Spartak Moskova - Ostrava: 1-1 (1-0)
Unirea Urziceni - Hamburg: 0-2 (0-0)
Lech Poznan - Austria Wien: 4-2 (1-2)
Schalke 04 - APOEL: 1-1 (4-1)
Stuttgart - Cherno More Varna: 2-2 (2-1)
Honka - Santander: 0-1 (0-1)
Kalmar - Feyenoord: 1-2 (1-0)
Levski Sofya - Zilina: 0-1 (1-1)
Rosenborg - Brondby: 3-2 (2-1)
Galatasaray - Bellinzona: 2-1 (4-3)
Metalist Kharkiv - Beşiktaş: 4-1 (0-1)
Partizan - Poli Timisoara: 1-0 (2-1)
St.Etienne - Hapoel Tel Aviv: 2-1 (2-1)
Dinamo Bükreş - NEC Nijmegen: 0-0 (0-1)
Vaslui - Slavia Prag: 1-1 (0-0)
St.Liege - Everton: 2-1 (2-2)
Heerenveen - Setubal: 5-2 (1-1)
Twente - Rennes: 1-0 (1-2)
Artmedia Petrzalka - Braga: 0-2 (0-4)
FC Zürih - AC Milan: 0-1 (1-3)
Sparta Prag - Dinamo Zagreb: 3-3 (0-0)
Ajax - Borac: 2-0 (4-1)
Salzburg - Sevilla: 0-2 (0-2)
Club Brugges - Young Boys: 2-0 (2-2)
FC Kopenhag - FK Moskova: 1-1 (2-1)
Manchester City - Omonia: 2-1 (2-1)
Motherwell - Nancy: 0-2 (0-1)
Olympiakos - Nordsjaelland: 5-0 (2-0)
Udinese - Bor. Dortmund: 4-5 (2-0)
Aston Villa - Litex Lovech: 1-1 (3-1)
D.La Coruna - Brann: 5-2 (0-2)
Paris SG - Kayserispor: 0-0 (2-1)
Benfica - Napoli: 2-0 (2-3)
Valencia - Maritimo: 2-1 (1-0)